haber etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
haber etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

16 Eylül 2012 Pazar

KPSS'ye girecekler dikkat!


ÖSYM Başkanlığı'ndan yapılan yazılı açıklamada, 22 Eylül Cumartesi önlisans, 23 Eylül pazar ortaöğretim düzeyinde yapılacak 2012 Kamu Personel Seçme Sınavı'na (2012-KPSS Ortaöğretim/Önlisans) başvuran adayların, sınavlara girecekleri bina ve salonlara atanma işlemlerinin tamamlandığı belirtildi.


Sınavların, cumartesi ve pazar sabahı saat 9.30'da başlayacağı ifade edilen açıklamada, adayların, sınava girecekleri yer bilgisini gösteren sınava giriş belgelerini, TC kimlik numarası ve şifreleriyle ÖSYM'nin ''http://ais.osym.gov.tr'' internet adresinden edinecekleri kaydedildi.

Belgenin üzerinde adayın sınava gireceği merkez, bina, salon bilgileriyle adayın fotoğrafının bulunacağına işaret edilen açıklamada, sınava giriş belgelerinin, adayların adreslerine ayrıca gönderilmeyeceği vurgulandı.

Adayların, internetten edinecekleri bu belgelerin renkli ya da siyah-beyaz çıktılarını sınavda yanlarında bulundurmak zorunda olduklarına işaret edilen açıklamada, ancak belgenin arka yüzünde herhangi yazı, resim, işaret vb. bulunan adayın sınavının geçersiz sayılacağı, sınava giriş belgesi yanında olmayan adayların sınava alınmayacağı kaydedildi.

Adayların, sınav gününden önce adres bilgisini teyit etmek, ulaşımını ve ulaşım süresini öğrenmek amacıyla sınava girecekleri binayı görmelerinin yararına değinilen açıklamada, adayların en az 1 saat önce, sınava girecekleri binanın kapısında hazır bulunmalarının zorunlu olduğu vurgulandı.

Sınava girebilmek için adayların, sınava giriş belgesinin yanı sıra fotoğraflı ve onaylı özel kimlik belgelerini de yanlarında bulundurmaları gerektiği bildirilen açıklamada, şunlar kaydedildi:

''Nüfus cüzdanı, pasaport, zorunlu askerlik görevini ifa eden er ve erbaşlarla askeri öğrenciler için askeri kimlik belgesi (Bu özel durum muvazzaf askerler için geçerli değildir), Türk vatandaşlığından izinle ayrılanlar ve bunların kanuni mirasçılarına ait pembe/mavi kartlar özel kimlik belgesi olarak kabul edilir. Bunların dışındaki, sürücü belgesi, meslek kimlik kartları gibi diğer tüm belgeler sınava giriş için geçerli belgeler sayılmayacaktır. Nüfus cüzdanında soğuk damga basılı olmalı, adayın güncel bir fotoğrafı ve TC kimlik numarası bulunmalı, pasaportun süresi geçerli olmalıdır. Üzerinde soğuk damga, güncel bir fotoğraf veya TC kimlik numarası bulunmayan nüfus cüzdanlarıyla geçerlilik süresi bitmiş pasaport kabul edilmeyecektir. Bu belgelerini eksiksiz yanında bulundurmayan bir aday, mazereti ne olursa olsun, sınava alınmayacaktır, sınava alınsa bile sınavı geçersiz sayılacaktır.''

16 Nisan 2012 Pazartesi

Asıl taklacı vatandaş değil sizsiniz!

İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin'in Erzurum'da bir vatandaştan "oynamasını ve takla atmasını" istemesi muhalefetin sert tepkisini gördü. MHP'li Oktay Vural ise "Sayın Bakan, bu millet taklacı değil asıl taklacı olan sizsiniz" dedi. CHP'li Tarhan ise Bakanı, "acılı bir yas mekanını panayır alanına çevirmekle" eleştirdi.


CHP Grup Başkanvekili Emine Ülker Tarhan, İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin'in, "5 TEDAŞ görevlisinin ölümü nedeniyle gittiği mekanı skandal alanına çevirerek fenomen olduğunu bir kez daha kanıtladığını" iddia etti.

Tarhan, yaptığı yazılı açıklamada, Bakan Şahin'in, "son gaflarının mürekkebi kurumadan, yeni bir gafa daha imza attığını" kaydetti. Şahin'in, hayatını kaybeden 5 TEDAŞ görevlisinin ölümü nedeniyle gittiği mekanı, "bir skandal alanına çevirerek fenomen olduğunu" bir kez daha kanıtladığını vurgulayan Tarhan, şunları dile getirdi:

"Kendisini ilgiyle izlediğimiz bu zatı muhterem bir değil 5 TEDAŞ görevlisinin trajik ölümünün ardından sorumluların tespiti yerine acılı bir yas zamanını ve mekanını davul zurna eşliğinde bir panayıra çevirme becerisini gösterebilmiştir. Vekili olduğu millet, bu Bakan sayesinde 'Bir takla at da görelim' seviyesini de yaşatmıştır nihayet. Türk halkını, vatandaşına takla attırmaya meraklı olduğu anlaşılan ve neden Bakan olduğu bir türlü anlaşılamayan bu Bakanı daha dikkatli izlemeye ve kimi görünce sevineceğine karar vermeden önce bir kez daha düşünmeye davet ediyorum."

MHP'li Vural: "Asıl taklacı olan sizsiniz"

MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural da, Bakan Şahin'in bir vatandaşla arasında geçen diyaloğu eleştirerek, "Sayın Bakan, bu millet taklacı değil asıl taklacı olan sizsiniz. 10 yıl önceki görüşlerinizle çıkamıyorsunuz bu milletin karşısına" dedi.



"Devlet geleneğine yakışmadı" değerlendirmesinde bulunan Vural, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Kınıyorum, esefle karşılıyorum. Bu tavır kendisine yakışıyor olabilir ama bir millet evladını bu konuma düşürmesi utanç verici. Millet orada yüz veriyor bu da astarını istiyor. Bunlar artık kibrin partisi oldular. Yazık, günah. Sen bakan olurken kaç takla attın Başbakan'ın önünde? Sana da, 'bir oyna, göbek at da görelim' dediler herhalde. Salı günü AKP grubu var. Milletvekillerine düşen, Sayın Bakan'ı, bakan olduğu için vatandaşların önünde takla attırmaktır. Bir oynatsınlar da görelim bakalım. Gün ola harman ola. Kendisine orada bir de İbrahim Hakkı Hazretlerinin, Marifetname'sini hediye etmişler. İyi oku onu. Oku da orada kibirle ilgili neler yazıyor gör."



Birkaç gündür Twitter'ı meşgul eden Aylin Aslım tartışması en sonunda yargıya intikal etti. Kimisi olayın 'geyik muhabbeti'nden ibaret olduğunu savunurken, sanat dünyası ise olanların nefret söylemi olduğunu ve cezalandırılması gerektiği kanısında. Peki, nedir mevzunun aslı astarı?






Hayatı Twitter’dan takip edenlerin son günlerde dikkatini çeken bir tartışma konusu var. Öznesi müzisyen Aylin Aslım ve Cihat Akbel isimli bir genç olan bu mevzu, kısa sürede dönüşerek ‘internette nefret söylemi’, ‘sanal zorbalık’ ve ‘hakaret’ gibi yorumların ortaya çıkmasına neden oldu. Önce, sosyal medyaya mesafeli olanlar veya gündemi kaçıranlar için bir özet geçelim. 
Aslında tüm bu olanların faili rock müziğin ikon isimlerinden Ian Curtis. Bir twitter kullanıcısının Aslım’ın siyasi düşüncelerinin Curtis’inki ile çok farklı olduğunu dile getirmesi üzerine başlayan tartışma, Aslım’ın “Abazan trollerin en neşeli saatleri bu saatler. Adamsınız, adamın dibisiniz. Sizin de işiniz zor be…” yazmasıyla daha da büyüdü. ‘Abazan’ lafına alınan Cihat Akbel isimli genç ve arkadaşları ertesi akşam bir trend başlattı ve “Aylin Aslım abazanlardan özür dilesin” mesajları hızla yayıldı. Hadise, aralarında yaratıcı ancak Aslım’ı incitecek esprilerin de bulunduğu bir geyik muhabbetine dönüştü. 


Ne vardı o esprilerin arasında? 
* Sen hiç bir kızı etkilemek için otobüsün camını açmaya çalışıp başarısız oldun mu Aylin? 
* Sen hiç bir kıza yazılırken yakın davranma ayarını kaçırıp kanka oldun mu Aylin? 
* Sen hiç Posta gazetesinin arka sayfasında manken resmi yerine CERN deneyi haberi görüp ağladın mı? 
* Sen hiç “Birader gel böyle otur istersen” diyen minibüsçüye hayır diyemeyip, bozuk para koyduğu o yere oturdun mu Aylin?” 
* Arkadaşlar yere süpürge atmayın, Aylin Aslım o süpürgeleri gitar sanıyor ve rock yapmaya çalışıyor 
Benzeri twit’ler havada dönerken, konu önce Türkiye’nin en çok konuşulan mevzuları arasına giriş yaptı... İşte dananın kuyruğunun koptuğu yer de tam burası. Zira konu hakkında bilgi sahibi olmamalarına rağmen, “Çorbada benim de tuzum olsun” diyenlerin de dâhil olmasıyla konu dünyada Trend Topic haline geldi. Aylin Aslım’ı sevmeyenler, ona öfke duyanlar da bu vesileyle hakaret etmeye başladı. 


Ve olay yargıya intikal ediyor 
Sabaha karşı muhabbetin kapanması üzerine başlayan iki günlük sessizlik, Cihat Akbel’in Serdar Kuzuloğlu’nun sunduğu Sosyal Medya Tv’ye davet edilmesi üzerine bozuldu ve Aslım’ın avukatı akabinde bir mesaj yayımladı. Açıklamada, “İnsanların kişilik haklarını ihlal eden @cihatakbel rumuzlu ve ona destek olan diğerleri hakkında savcılığa suç duyurusunda bulunulmuştur. Bilinmelidir ki, rumuzlar internette anonimlik hakkının bir parçasıdır fakat tacizin maskesi olamaz” deniliyordu. Konunun muhatabı Cihat Akbel’den ise yanıt gecikmedi: “Aylin Aslım açıklamasında ‘'rumuzların arkasına sığınmak’tan bahsetmiş de benim adım soyadım Cihat Akbel. Böyle rumuz mu olur la?” 
Hemen ardından Aslım, suç delili olarak da birkaç ekran görüntüsü paylaştı. Olayı başlatan kişilerin kendi aralarındaki mesajlaşmalarını gösteren fotoğraflardan birinde “Konserine gidip kafasına orak fırlatmak lazım aslında” yazıyordu. Bunun üzerine mesele ‘derin’ bir boyuta taşınarak dallanıp budaklandı ve potaya ünlü isimlerin girmesiyle iyice karmaşık bir hale geldi. 
Gazeteci Ece Temelkuran olayın altında FBI’nin psikolojik harp teknikleri olduğunu, mevzu bahis hadisenin Grup Yorum konseri öncesi olduğunu söyleyerek olaya bambaşka bir boyuta çekerken, yazar ve televizyoncu Yekta Kopan ise olanların nefret söylemi örneği olduğunu ve bu tip söylemlerin şakayla ehlileştiremeyeceğini yazdı. En sonunda devreye Leyla ile Mecnun dizisinin oyuncusu Ahmet Mümtaz Taylan da girdi, ancak hemen ardından ‘geyiğin’ içinde yer alanlar arasında dizinin senaristi Burak Aksak’ın da olduğu hatırlatıldı kendisine. Twitter’da deyim yerindeyse bir kaos yaşanırken, üç gün boyunca sanal âlemi meşgul eden bu olaylar zinciri, hakaret ve kişilik haklarına saldırı suçlamalarıyla yargıya taşınmış oldu. 


Peki, ‘Abazan troll’ da ne demek? 
Aylin Aslım’ın sarf ettiği ‘troll’ kelimesine ve ‘trollemek’ kavramına bir açıklık getirelim. Trollemek, özünde internetteki sosyal ortamlarda kullanıcıları tartışmaya sevk edecek yorumlarda bulunup, onları kışkırtma ve muhabbete dâhil etme durumuna verilen isim. Bu hadise sırasında kimileri tarafından hassas bulunan konular ve özneler seçiliyor. ‘Trolleme’ sırasında tartışmaların özü genellikle esprilerden ibaret olurken, tahrik edici cümlelerle karşı tarafın tufaya düşmesi bekleniyor. 
Sanatçının son üç gündür yaşadıkları, sanal ortamda ‘cyber bullying’ (sanal zorbalık) denilen kavramla da özdeşleştirilebilir. Özellikle ABD ve Kanada’da sık görülen sanal zorbalıklara karşı hukuki önlemler alınmış durumda. Ancak bu hukuk sisteminde konunun asli öznesi çocuklar; yetişkinler değil... İlgili yasa, bir çocuğu kasten internet veya telefon yoluyla rahatsız etme, duygusal sıkıntıya sokmayı suç kabul ediyor. Yetişkinler ise kendilerini koruyabilecek psikolojiye sahip olduğu düşünülerek kapsam dışında bırakılıyor. Onları ilgilendiren sadece ‘hakaret’, ‘kişilik haklarına saldırı’ gibi konular. 
ABD’de yapılan araştırmalar, 12 – 17 yaş arası gençlerin yüzde 40’ının en az bir kez sanal zorbalığa maruz kaldığını gösteriyor. Sonuçlar ürkütücü: Mağdurlar akademik başarısızlığa uğruyor, okulu bırakıyor, hatta intihar ediyor. 17 yaşındaki Alexis Skye Pilkington, 2010’da kendisine yönelik hakaretleri kaldıramayarak hayatına son veren ABD’li bir genç. Onun gibi onlarcası mevcut. ABD’deki sanal zorbalık mevzuatı kapsamında yetişkinlerin moralini bozmak, huzurunu kaçıracak davranışlarda bulunmak suç değil. Ta ki, mevzu tehdide, hakarete ve kişilik haklarına saldırıya varana kadar…

Ankarada Ortaçağ manzarası

Hacı Bayram Cami'nde toplanarak öğle namazı kılan Aczimendi grubu buradan Ankara Adliyesi'ne yürümek istedi.

Polisin barikat kurarak yürüyüşlerine izin vermediği Aczimendi grubu, cami avlusunda oturma eylemi başlattı.

28 Şubat sürecinde Fadime Şahin olayı ile gündeme gelen Aczimendi grubu lideri Müslüm Gündüz "28 Şubat'ı anlamak için o süreçte  Aczimendi grubunun yaşadıklarını iyi anlamak lazım. Dönemin mağdurları biziz. Müdahil olmak isitiyoruz. Savcı gönderdiğimiz dilekçeyi kabul etmiyor. Kimin savcısı ve kimden maaş alıyor? Demek ki süreç devam ediyor. Biz buradan adliyeye giderek müdahil olmak için dilekçemizi sunacaktık. Ancak izin verilmedi. Bir hafta buradayız" diye konuştu.

15 Nisan 2012 Pazar

DİKKAT...Hileli yumurta öldürüyor.


Hileli bal, salam, sosis ve sucuğun ardından yumurtanın da masum olmadığı ortaya çıktı. Genellikle et ve et ürünlerinden geçen ve tedavi edilmediği takdirde ölüme kadar götüren Salmonella bakterisi, yumurtada da tespit edildi. Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı; yumurtalara tek tek test yapmanın mümkün olmaması nedeniyle tavuk çiftliklerini denetleyerek halk sağlığını korumaya çalışıyor.



SEN DE Mİ YUMURTA!

Sahte bal ve yüzde 100 dana Eti yerine içinde her türlü sakatat ve kanatlı et barındıran sucukların ardından Türkiye'nin en çok tükettiği yumurtanın da ölümcül bakteri barındırdığı anlaşıldı.

Sağlık eski Müsteşarı ve Gazi Üniversitesi Halk Sağlığı Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Sefer Aycan, hileli ve halk sağlığını tehdit eden gıdalarla ilgili Takvim gazetesine önemli açıklamalarda bulundu.

Hileli bal ve et ürünlerinden sonra halkın tüm gıdalara korkuyla yaklaştığını belirten Prof. Aycan, üreticilerin ucuza mal edip pahalıya satmak için yaptığı hilelerle halk sağlığının tehlikeye girdiğini kaydetti. Prof. Aycan, et ve et ürünlerinde ortaya çıkan, tedavi edilmediği takdirde ölüme neden olan Salmonella bakterisinin, yumurtada bulunduğunu söyledi.

Bakterinin, yumurtaya hem tavuktan hem de bulunduğu ortamın kirliliğinden geçtiğini anlatan Prof. Aycan; bakterinin, yumurtanın kabuğundan içine ulaştığını vurguladı. Salmonella'lı yumurtanın insana bulaşma riskine dikkat çeken Prof. Aycan, bakterinin organik ya da organik olmayan ayrımı yapılmadan tüm yumurtalarda olabileceğini ifade etti. Özellikle çiğ yumurtadan yapılan pasta ve krema gibi gıdalarla Salmonella bakterisinin insana geçme olasılığının yüksek olduğunu bildiren Prof. Aycan, "Salmonella insana geçmesi durumunda şiddetli bir enfeksiyona neden oluyor. İshal, kabızlık ve yüksek ateşle seyreden hastalık, iyi tedavi edilmemesi halinde ölüme neden oluyor" dedi.

10 Nisan 2011 Pazar

Bolu dağından manzara Nisan ayında bembeyaz.


Bolu Dağı’nın D-100 Karayolu geçişi, TEM’in Gerede kesiminde yoğun kar yağışı etkili oluyor.
Kar yağışı Bolu Dağı’nda zeminde etkili olurken, sürücüler kar yağışı nedeniyle yavaş ilerlemek zorunda kaldı.

İlk Nokta © 2008 Por *Templates para Você*