16 Nisan 2012 Pazartesi


Birkaç gündür Twitter'ı meşgul eden Aylin Aslım tartışması en sonunda yargıya intikal etti. Kimisi olayın 'geyik muhabbeti'nden ibaret olduğunu savunurken, sanat dünyası ise olanların nefret söylemi olduğunu ve cezalandırılması gerektiği kanısında. Peki, nedir mevzunun aslı astarı?






Hayatı Twitter’dan takip edenlerin son günlerde dikkatini çeken bir tartışma konusu var. Öznesi müzisyen Aylin Aslım ve Cihat Akbel isimli bir genç olan bu mevzu, kısa sürede dönüşerek ‘internette nefret söylemi’, ‘sanal zorbalık’ ve ‘hakaret’ gibi yorumların ortaya çıkmasına neden oldu. Önce, sosyal medyaya mesafeli olanlar veya gündemi kaçıranlar için bir özet geçelim. 
Aslında tüm bu olanların faili rock müziğin ikon isimlerinden Ian Curtis. Bir twitter kullanıcısının Aslım’ın siyasi düşüncelerinin Curtis’inki ile çok farklı olduğunu dile getirmesi üzerine başlayan tartışma, Aslım’ın “Abazan trollerin en neşeli saatleri bu saatler. Adamsınız, adamın dibisiniz. Sizin de işiniz zor be…” yazmasıyla daha da büyüdü. ‘Abazan’ lafına alınan Cihat Akbel isimli genç ve arkadaşları ertesi akşam bir trend başlattı ve “Aylin Aslım abazanlardan özür dilesin” mesajları hızla yayıldı. Hadise, aralarında yaratıcı ancak Aslım’ı incitecek esprilerin de bulunduğu bir geyik muhabbetine dönüştü. 


Ne vardı o esprilerin arasında? 
* Sen hiç bir kızı etkilemek için otobüsün camını açmaya çalışıp başarısız oldun mu Aylin? 
* Sen hiç bir kıza yazılırken yakın davranma ayarını kaçırıp kanka oldun mu Aylin? 
* Sen hiç Posta gazetesinin arka sayfasında manken resmi yerine CERN deneyi haberi görüp ağladın mı? 
* Sen hiç “Birader gel böyle otur istersen” diyen minibüsçüye hayır diyemeyip, bozuk para koyduğu o yere oturdun mu Aylin?” 
* Arkadaşlar yere süpürge atmayın, Aylin Aslım o süpürgeleri gitar sanıyor ve rock yapmaya çalışıyor 
Benzeri twit’ler havada dönerken, konu önce Türkiye’nin en çok konuşulan mevzuları arasına giriş yaptı... İşte dananın kuyruğunun koptuğu yer de tam burası. Zira konu hakkında bilgi sahibi olmamalarına rağmen, “Çorbada benim de tuzum olsun” diyenlerin de dâhil olmasıyla konu dünyada Trend Topic haline geldi. Aylin Aslım’ı sevmeyenler, ona öfke duyanlar da bu vesileyle hakaret etmeye başladı. 


Ve olay yargıya intikal ediyor 
Sabaha karşı muhabbetin kapanması üzerine başlayan iki günlük sessizlik, Cihat Akbel’in Serdar Kuzuloğlu’nun sunduğu Sosyal Medya Tv’ye davet edilmesi üzerine bozuldu ve Aslım’ın avukatı akabinde bir mesaj yayımladı. Açıklamada, “İnsanların kişilik haklarını ihlal eden @cihatakbel rumuzlu ve ona destek olan diğerleri hakkında savcılığa suç duyurusunda bulunulmuştur. Bilinmelidir ki, rumuzlar internette anonimlik hakkının bir parçasıdır fakat tacizin maskesi olamaz” deniliyordu. Konunun muhatabı Cihat Akbel’den ise yanıt gecikmedi: “Aylin Aslım açıklamasında ‘'rumuzların arkasına sığınmak’tan bahsetmiş de benim adım soyadım Cihat Akbel. Böyle rumuz mu olur la?” 
Hemen ardından Aslım, suç delili olarak da birkaç ekran görüntüsü paylaştı. Olayı başlatan kişilerin kendi aralarındaki mesajlaşmalarını gösteren fotoğraflardan birinde “Konserine gidip kafasına orak fırlatmak lazım aslında” yazıyordu. Bunun üzerine mesele ‘derin’ bir boyuta taşınarak dallanıp budaklandı ve potaya ünlü isimlerin girmesiyle iyice karmaşık bir hale geldi. 
Gazeteci Ece Temelkuran olayın altında FBI’nin psikolojik harp teknikleri olduğunu, mevzu bahis hadisenin Grup Yorum konseri öncesi olduğunu söyleyerek olaya bambaşka bir boyuta çekerken, yazar ve televizyoncu Yekta Kopan ise olanların nefret söylemi örneği olduğunu ve bu tip söylemlerin şakayla ehlileştiremeyeceğini yazdı. En sonunda devreye Leyla ile Mecnun dizisinin oyuncusu Ahmet Mümtaz Taylan da girdi, ancak hemen ardından ‘geyiğin’ içinde yer alanlar arasında dizinin senaristi Burak Aksak’ın da olduğu hatırlatıldı kendisine. Twitter’da deyim yerindeyse bir kaos yaşanırken, üç gün boyunca sanal âlemi meşgul eden bu olaylar zinciri, hakaret ve kişilik haklarına saldırı suçlamalarıyla yargıya taşınmış oldu. 


Peki, ‘Abazan troll’ da ne demek? 
Aylin Aslım’ın sarf ettiği ‘troll’ kelimesine ve ‘trollemek’ kavramına bir açıklık getirelim. Trollemek, özünde internetteki sosyal ortamlarda kullanıcıları tartışmaya sevk edecek yorumlarda bulunup, onları kışkırtma ve muhabbete dâhil etme durumuna verilen isim. Bu hadise sırasında kimileri tarafından hassas bulunan konular ve özneler seçiliyor. ‘Trolleme’ sırasında tartışmaların özü genellikle esprilerden ibaret olurken, tahrik edici cümlelerle karşı tarafın tufaya düşmesi bekleniyor. 
Sanatçının son üç gündür yaşadıkları, sanal ortamda ‘cyber bullying’ (sanal zorbalık) denilen kavramla da özdeşleştirilebilir. Özellikle ABD ve Kanada’da sık görülen sanal zorbalıklara karşı hukuki önlemler alınmış durumda. Ancak bu hukuk sisteminde konunun asli öznesi çocuklar; yetişkinler değil... İlgili yasa, bir çocuğu kasten internet veya telefon yoluyla rahatsız etme, duygusal sıkıntıya sokmayı suç kabul ediyor. Yetişkinler ise kendilerini koruyabilecek psikolojiye sahip olduğu düşünülerek kapsam dışında bırakılıyor. Onları ilgilendiren sadece ‘hakaret’, ‘kişilik haklarına saldırı’ gibi konular. 
ABD’de yapılan araştırmalar, 12 – 17 yaş arası gençlerin yüzde 40’ının en az bir kez sanal zorbalığa maruz kaldığını gösteriyor. Sonuçlar ürkütücü: Mağdurlar akademik başarısızlığa uğruyor, okulu bırakıyor, hatta intihar ediyor. 17 yaşındaki Alexis Skye Pilkington, 2010’da kendisine yönelik hakaretleri kaldıramayarak hayatına son veren ABD’li bir genç. Onun gibi onlarcası mevcut. ABD’deki sanal zorbalık mevzuatı kapsamında yetişkinlerin moralini bozmak, huzurunu kaçıracak davranışlarda bulunmak suç değil. Ta ki, mevzu tehdide, hakarete ve kişilik haklarına saldırıya varana kadar…

0 yorum:

İlk Nokta © 2008 Por *Templates para Você*